
İngiltere Silahlı Kuvvetleri’nin Komuta Kontrol Sistemleri
Kara, deniz, hava ve uzay kuvvetlerini içeren sistemler; birlikte çalışabilirlik, gerçek zamanlı veri paylaşımı ve yapay zeka unsurları ile dikkat çekmektedir.
İngiltere Silahlı Kuvvetleri’nin Komuta Kontrol Sistemleri: Teknik Bir İnceleme
İngiltere Silahlı Kuvvetleri (British Armed Forces), modern muharebe sahasında operasyonel üstünlük sağlamak adına çok katmanlı, entegre ve dijital komuta kontrol (C2) altyapılarına önemli yatırımlar yapmaktadır. Kara, deniz, hava ve uzay kuvvetlerini kapsayan bu sistemler; birlikte çalışabilirlik, gerçek zamanlı veri paylaşımı ve yapay zeka destekli karar destek sistemleri ile dikkat çekmektedir.
Entegre Komuta Kontrol Sistemleri
Morpheus Programı
Bu program, eski Bowman sisteminin yerini alacak şekilde geliştirilmiştir. Morpheus, açık mimarili bir yapıda, modüler çözümler sunmakta ve yeni teknolojilerin hızla entegrasyonunu mümkün kılmaktadır. Kara kuvvetlerinde etkin taktik iletişim ve veri ağı desteği sağlar.
Bowman Sistemi (Kara Kuvvetleri)
- Amaç: Taktik düzeyde sesli iletişim, veri iletimi ve GPS konumlama sağlamak.
- Özellikler:
- VHF/UHF/HF frekanslarında çalışır.
- AES 256-bit şifreleme ile güvenli iletişim sunar.
- Taktik internet yeteneklerine sahiptir.
- Bowman, halen aktif olarak kullanımda olan bir sistemdir. Morpheus sisteminin gecikmeleri nedeniyle, mevcut zırhlı platformlara (Ajax, Challenger 3, Boxer vb.) hâlâ Bowman sistemleri entegre edilmektedir.
Morpheus Projesinin Güncel Durumu: Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı (MoD), Morpheus programının bir bölümünün başarısız olduğunu ve bu kısmın iptal edildiğini doğrulamıştır. Bu durum, İngiliz Kara Kuvvetleri’nin dijitalleşme sürecini de sekteye uğratmıştır.
LETacCIS (Land Environment Tactical Communication & Information Systems) programının bir parçası olan Morpheus, Kara Kuvvetlerine yeni nesil taktik iletişim ve bilgi sistemleri sunmayı hedefliyordu. 2017 yılında General Dynamics Mission Systems (UK) ile “Evolve to Open (EvO)” geçiş ortağı sözleşmesi imzalanmıştı. Ancak proje, 2020 sonuna kadar laboratuvar testlerini ve 2025’e kadar ilk operasyonel kapasiteyi sağlamayı başaramadı.
14 Aralık 2023’te Avam Kamarası’na yapılan açıklamada Savunma Tedarik Bakanı James Cartlidge, General Dynamics ile yürütülen sözleşmenin sonlandırıldığını bildirmiştir. Aynı dönemde proje için yaklaşık 690 milyon sterlin harcandığı ve halen hedeflenen sistemin tam olarak tanımlanmadığı belirtilmiştir. Bu başarısızlık, Bowman sisteminin daha uzun süre kullanımda kalacağı ve bazı yeni araçlara (Ajax, Challenger 3, Boxer) entegre edileceği anlamına gelmektedir. MoD, mevcut Bowman sistemine güncelleme getirerek operasyonel gereksinimleri karşılamaya devam edeceğini belirtmiştir. Aynı zamanda, Morpheus’un hedeflerini yeniden değerlendirme süreci başlatılmıştır.
Navy Command Information Infrastructure (NCII)
Kraliyet Donanması’nın dijital omurgasını oluşturan bu sistem, gemi ve kara üsleri arasında bilgi akışını sağlar. Siber güvenlik, bilgi yönetimi ve uydu tabanlı iletişim bu altyapının temel parçalarıdır.
Future Combat Air System (FCAS) – Tempest C4ISR
Tempest savaş uçağı projesi kapsamında geliştirilen FCAS mimarisi, hava kuvvetlerinin gelecek nesil komuta-kontrol kabiliyetlerini tanımlar. Yapay zeka, kuantum sensörler, geniş bant data-link sistemleri, entegre elektronik harp ve insansız sistemlerle çok katmanlı entegrasyon hedeflenmektedir. FCAS, yalnızca yeni bir uçak projesi değil; aynı zamanda bir sensör füzyon ağı, ortak harekât kontrol sistemi ve çok alanlı savaş mimarisi olarak tasarlanmaktadır. Proje, İtalya, İsveç ve Japonya ile yapılan iş birlikleri sayesinde yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda siyasi ve endüstriyel anlamda da çok uluslu bir yapı kazanmıştır. Tempest uçaklarının 2035 sonrasında İngiltere hava kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturması hedeflenmektedir.
Defence as a Platform (DaaP)
Savunma Bakanlığı’nın kurumsal dijitalleşmesini sağlayan DaaP yapısı, bulut bilişim, büyük veri analitiği ve yapay zekâ çözümleriyle kuvvetler arası operasyonel sinerji yaratmayı hedefliyor. DaaP, farklı kuvvetler arasında veri paylaşımını kolaylaştırırken, dijital hizmetlerin tek merkezden yönetilmesini sağlayan açık platform tabanlı bir yapıdır. Sistemin temel bileşenleri; güvenli ağ yönetimi, kullanıcı kimlik doğrulama sistemleri, modüler yazılım bileşenleri ve operasyonel karar destek sistemlerinden oluşmaktadır. Ayrıca DaaP, NATO bilgi sistemleri ile birlikte çalışabilirlik kabiliyetine sahiptir.
Skynet Uydu Ağı
Uzay kuvvetlerinin haberleşme kabiliyeti Skynet-6 projesiyle güçlendirilmektedir. Skynet; stratejik komuta kontrol, ISR (istihbarat, gözetleme ve keşif) ve nükleer caydırıcılık görevleri için kesintisiz, güvenli ve yüksek bant genişliğine sahip uydu iletişimi sağlar. Artık uydulararsı angajmanların yapıldığı bir dönemdeyiz. Skynet-6 programı kapsamında, yeni nesil GEO uyduları, yüksek frekanslı askeri sinyallerle birlikte hem NATO hem de Five Eyes (Beş Göz) müttefiklerine uyumlu haberleşme altyapısı sunacaktır. Ayrıca, Skynet sistemi, kara konuşlu radarlar ve NASAMS gibi hava savunma sistemleri ile entegre çalışarak durumsal farkındalık ve hedef önceliklendirmesi sağlar.
Yakın geçmişte uzay yeni bir harekat ortamı olarak karşımıza çıktı ve yakın gelecekte de muharebe alanı olarak bizi meşgul etmeye devam edecek. Artık uzayda uydular savaşıyor, birbirlerine angajman yaparak izleme ve takip yapıyorlar yörüngeler arası geçişler yapabiliyorlar. Yukarda neler yapıyorlar neler. İleride konuşlandırılabilen uzay harekat merkezleri artık envantere alınıyor.
Uluslararası İşbirlikleri ve İhracat Başarıları
İngiltere, bu sistemlerin bazılarını uluslararası pazarda da başarıyla konumlandırmıştır:
- Skynet sistemleri, Avustralya ve Kanada gibi müttefik ülkelere teknoloji transferi kapsamında sunulmuştur.
- Morpheus alt bileşenleri, NATO tatbikatlarında test edilmiş ve Baltık ülkeleri ile potansiyel işbirliklerine konu olmuştur.
- Tempest projesi, İtalya, İsveç ve Japonya ile ortak geliştirme kapsamında global işbirliği platformuna dönüşmüştür.
Teknolojik Zorluklar ve Gelecek Hedefler
- Yapay zekâ karar destek sistemlerinin sahaya entegre edilmesi halen ciddi test ve sertifikasyon gerektiriyor.
- 5G/6G tabanlı askeri ağlara geçişte siber güvenlik riskleri başlıca tehdit olarak öne çıkıyor.
- Ortak harekât ortamlarında farklı ülkelerin C2 sistemleriyle entegrasyon sorunları, birlikte çalışabilirlik adına çözülmesi gereken bir konu.
İngiltere Global Oyuncu olmak istiyor
İngiltere’nin C2 altyapısı, yalnızca bir teknoloji meselesi değil; aynı zamanda doktrin, insan kaynağı ve müttefiklerle güvene dayalı entegrasyonun da bir göstergesidir. Hem ulusal savunma hem de NATO ve AUKUS gibi ortaklıklarda etkin rol almak isteyen Birleşik Krallık, bu sistemlerle modern muharebe sahasında fark yaratmayı hedeflemektedir.
Bu makale DefenceTrend için hazırlanmıştır. Kullanım izni ve paylaşım için lütfen kaynak belirtiniz.