Avrupa, Aster Füzeleriyle Hava Savunmasını Güçlendiriyor

Fransa, İngiltere ve İtalya, hava savunma sistemlerini güçlendirmek amacıyla yaklaşık 220 adet Aster 15 ve Aster 30 füzesi sipariş etmeye hazırlanıyor. La Tribune’nin haberine göre, bu stratejik sipariş Ortak Silahlanma İşbirliği Örgütü (OCCAR) tarafından önümüzdeki hafta resmen onaylanacak. Bu alım, yalnızca bu üç ülkenin savunma kabiliyetini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Avrupa’nın savunma sanayisinde bağımsızlığını pekiştirecek önemli bir adım olacak.

Bu büyük ölçekli sözleşme, Eurosam konsorsiyumuna verildi. MBDA Fransa, MBDA İtalya ve Thales ortaklığından oluşan bu konsorsiyum, deniz ve kara konuşlu hava savunma sistemlerinin geliştirilmesinde kritik bir rol oynuyor. Paris, Londra ve Roma yönetimleri, yeni siparişin yanı sıra daha önce verilen füze siparişlerinin de hızlandırılması gerektiğini vurguluyor. Artan askeri gerilimler ve değişen tehditler karşısında, Aster füzelerinin hızlı bir şekilde envantere katılması büyük önem taşıyor.

Aster 15 ve Aster 30’un Kritik Rolü

Aster 15 ve Aster 30 füzeleri, birçok Avrupa ülkesinin hava ve füze savunma sistemlerinin bel kemiğini oluşturuyor. Hem deniz platformlarına hem de kara konuşlu hava savunma sistemlerine entegre edilebilen bu füzeler, gelişmiş hava tehditlerine karşı yüksek koruma sağlıyor.

• Aster 15: Kısa ve orta menzilli hava savunma füzesi olup Mach 3 hıza ulaşabiliyor. 30 km’yi aşan menzili sayesinde çoklu ve eşzamanlı tehditlere karşı etkili bir savunma sağlıyor.
• Aster 30: Uzun menzilli hava savunma füzesi olup Mach 4.5 hıza çıkabiliyor ve 120 km’nin üzerinde menzile sahip. Kısa menzilli balistik füzeleri ve manevra kabiliyeti yüksek hava tehditlerini imha edebiliyor.

Bu füzeler, Kraliyet Donanması’nın Type 45 destroyerlerinde, Fransız ve İtalyan Horizon sınıfı fırkateynlerinde ve SAMP/T hava savunma sistemlerinde aktif olarak kullanılıyor. Modern savaş uçakları, hipersonik füzeler ve uzun menzilli silahlı insansız hava araçlarına karşı etkili olması, Aster serisini Avrupa’nın en kritik savunma sistemlerinden biri haline getiriyor.

Gelişmiş Rehberlik ve Manevra Kabiliyeti

Aster füzeleri, aktif radar arayıcı başlık ve ataletsel navigasyon sistemlerini entegre eden gelişmiş bir hedef takip mekanizmasına sahip. Özellikle PIF-PAF adı verilen hibrit kontrol sistemi sayesinde yüksek manevra kabiliyeti kazanıyor. Bu teknoloji, füzenin aerodinamik kontrol yüzeyleri ve itki vektör kontrolünü birleştirerek yüksek hızlarda dahi ani yön değişiklikleri yapmasını sağlıyor. Bu sayede düşük irtifada seyreden seyir füzeleri, balistik füzeler ve hayalet uçaklar gibi zorlu hedeflere karşı yüksek başarı oranı sağlıyor.

Üretim Sürecinde Hızlanma Hedefleniyor

Avrupa’daki artan güvenlik tehditleri ve askeri harcamalardaki yükseliş, Aster füze üretim kapasitesinin artırılmasını zorunlu hale getirdi. Fransa ve İtalya, 2022 yılında Eurosam’a 700 Aster füzesi siparişi vermişti. Bu programın önemi nedeniyle üretim süreçlerinin hızlandırılması büyük bir öncelik haline geldi.

MBDA, üretim süresini 42 aydan 18 aya düşürmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda:

• Üretim tesisleri genişletiliyor
• Üretimde otomasyon teknolojileri artırılıyor
• Selles-Saint-Denis tesisine yapılan yatırımlarla üretim kapasitesi artırılıyor

Bu stratejik hamleler, Aster füzelerinin daha hızlı teslim edilmesini sağlayarak Avrupa’nın savunma yeteneklerini güçlendirecek.

Avrupa’nın Stratejik Bağımsızlık Hamlesi

Bu sipariş, Avrupa’nın savunma sanayisinde bağımsızlığını artırmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Asimetrik ve konvansiyonel tehditlerin hızla evrildiği bir dönemde, yerli üretim kabiliyetlerinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.

Paris, Londra ve Roma, Avrupa’nın NATO ve AB içindeki savunma iş birliğini güçlendirme çabalarına paralel olarak, ortak savunma sanayi projelerine ağırlık vermeye devam ediyor. Bu süreç, yalnızca Aster füzeleriyle sınırlı kalmayıp, FCAS (Geleceğin Muharebe Hava Sistemi) gibi yeni nesil savunma projeleriyle daha da genişletilecek.

Özetle, Fransa, İngiltere ve İtalya’nın 220 adet Aster füzesi siparişi yalnızca hava savunma kapasitelerini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Avrupa’nın savunma sanayisinde bağımsız ve güçlü bir konum elde etmesine de katkı sağlayacak.