Altay Tankında Yerli Motor Heyecanı
Altay tankı bu yıl TSK'ya teslim ediliyor. 2027 itibarıyla tamamen yerli ve milli motora geçilecek. BMC Yönetim Kurulu Başkanı Tosyalı ayrıntıları açıkladı
Altay Tankında Yerli Motor ve Teslimat Müjdesi
Türk savunma sanayisinin uzun süredir merakla beklediği Altay ana muharebe tankı, bu yıl içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girmeye hazırlanıyor. BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, fabrikanın üretim çalışmalarını hızlandırdığını ve ilk partinin yakın zamanda teslim edileceğini duyurdu. Tosyalı, 2027 yılından itibaren de Altay tanklarının tamamen yerli ve milli motor ile donatılacağı bilgisini paylaştı. Bu gelişmeler, Türkiye’nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltma hedefinde kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
BMC’den Önemli Açıklamalar
BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, tank üretimi sürecine ilişkin detayları kamuoyuyla paylaşarak büyük bir heyecan yarattı. Tosyalı, ilk Altay tanklarının üretiminin Arifiye tesislerinde başladığını, bu yıl içinde TSK’ya teslimat yapacaklarını belirtti. Mevcut program doğrultusunda, yıl sonuna kadar da fabrika inşaatının yoğun bir tempoyla devam edeceğini ifade etti.
2027 Yılında Yerli Motor
Savunma sanayisinde motor geliştirme kabiliyeti, stratejik açıdan büyük önem taşıyor. Tosyalı, “2027 yılından itibaren yerli ve milli tanklarımıza yerli ve milli motorlarımızı da kullanmaya başlayacağız,” diyerek bu alanda kaydedilen ilerlemeyi vurguladı. Halihazırda test süreçleri devam eden yerli motorun, Altay tankına tam uyumlu hale getirilmesi hedefleniyor. Bu, hem teknik hem de lojistik açıdan Türkiye’nin özerkliğini artıracak bir gelişme olarak görülüyor.
Altay Tankının Özellikleri
Altay, beşinci nesil ana muharebe tankı olarak tasarlanmış, modern zırhlı muharebe ihtiyacına cevap verebilecek bir platformdur. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın koordinesinde geliştirilen bu proje, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zırhlı birliklerdeki kabiliyetlerini ciddi şekilde artırmayı hedefliyor. Tank, hem yüksek ateş gücü, üstün koruma hem de mobilite açısından dünyadaki rakipleriyle boy ölçüşecek şekilde tasarlanıyor.
- Zırh Sistemi: Altay tankının kompozit zırhı, gelişmiş tehditlere karşı etkin koruma sağlıyor. Modüler zırh yapısı, gerektiğinde farklı tehditlere yönelik özel çözümler üretilmesine olanak tanıyor.
- Ateş Gücü: Tankın ana silahı olan 120 mm top, NATO standartlarına uyumlu ve birçok farklı tipte mühimmatla kullanılabiliyor. Bu sayede hem piyade destek hem de zırh delici kapasite sunuyor.
- Atış Kontrol Sistemi: ASELSAN’ın geliştirdiği ileri düzey elektronik ve optik teknolojiler, tankın hedefleri en kısa sürede tespit etmesini, yüksek doğrulukla vurmasını sağlıyor.
- Güç Grubu: Altay’ın hareket kabiliyeti, güçlü bir motor ve şanzıman sistemiyle destekleniyor. Şu an ithal motorlar kullanılıyor olsa da, 2027 sonrası yerli motor devreye girdiğinde daha özerk bir yapıya geçilecek.
Yerli Motor Süreci
Savunma sanayisinde motor geliştirmek, tasarımdan entegrasyona kadar zorlu aşamalar içeriyor. Motorun sadece gücü değil, ısı dengesi, yakıt verimliliği, dayanıklılık, çevre koşullarına uyum gibi faktörlerde de beklentileri karşılaması gerekiyor. Türkiye, bu konudaki ilk ciddi adımlarından olan BATU güç grubu gibi projeleri yürütürken, aynı zamanda uluslararası iş birliği opsiyonlarını da masada tutuyor. Ancak Tosyalı’nın açıklamasına göre, Altay tankında tamamen yerli ve milli motorun kullanılması için 2027 sonrasında seri üretime geçme hedefi var.
Bu süreçte, motor testleri ve farklı iklim, coğrafya, operasyon koşullarına uyum çalışmalarının devam ettiği biliniyor. Savunma Sanayii Başkanlığı ve ilgili firmalar, motorların uzun vadede güvenilirlik testlerinden geçerek TSK’ya teslimini sağlayacak bir yol haritası oluşturuyor.
ASELSAN Sivas’tan Altay’a Destek
Geçtiğimiz aylarda, ASELSAN Sivas tesislerinde üretilen Gündüz Görüş Periskop Sistemleri’nin Altay tankları için ilk teslimatı gerçekleştirildi. Bu teslimat, tankın elektro-optik altyapısının milli imkânlarla geliştirildiğini ve yerlilik oranının arttığını gösteren örneklerden biri. Aynı zamanda, ASELSAN, Altay’ın ateş kontrol, hedef tespit ve komuta kontrol sistemleri gibi kritik bileşenleri üzerinde çalışıyor.
Yerli ve Milli Üretimin Önemi
Altay tankı, sadece bir askeri platform olmaktan öte, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği noktayı ve ileriye dönük potansiyelini yansıtan bir sembol. Bu projenin yerli motorla buluşması, Türkiye’nin dışa bağımlılığı azaltma stratejisinin önemli bir kilometre taşı sayılıyor. Milli motorun seri üretime alınması, ülkenin savunma projelerinde kullanacağı güç gruplarını kendi ekosistemi içinde üretmesini sağlayacak.
Savunma sanayi uzmanları, dış tedarik kısıtlamaları veya ambargo risklerinin, yerli motor projeleriyle bertaraf edilebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, bu tür yüksek teknoloji projelerinin yan sanayi ve akademik Ar-Ge ekosistemini de güçlendirdiği biliniyor. Üniversiteler, Ar-Ge merkezleri ve KOBİ’ler gibi paydaşlar, platformun geliştirilmesinde aktif rol alarak teknolojik kapasiteyi sürekli yükseltiyor.
BMC Arifiye Tesisleri ve Üretim Hızı
Altay tankının ilk teslimatları, BMC’nin Arifiye tesislerinde yürüttüğü üretim çalışmaları sayesinde gerçekleşiyor. Tosyalı, sene sonuna kadar fabrikadaki inşaat ve üretim bantlarının daha da hız kazanacağını belirtti. Hızlı üretim kapasitesi, TSK’nın envanter güncellemeleri için kritik önemde. Ayrıca, bölgesel gerilimler ve küresel askeri dengeler göz önüne alındığında, modern zırhlı birliklerin elde edilmesi stratejik bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Altay ve 2027 Perspektifi
BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın verdiği bilgiler, Altay tankının yakın dönemde TSK ile buluşacağını ve 2027 itibarıyla yerli motor kullanmaya başlayacağını müjdeliyor. Bu gelişme, Türkiye’nin milli savunma sanayisi vizyonunun somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Gündüz Görüş Periskop Sistemleri gibi yerli katkıların artması, tankın millilik oranını yükseltirken, ülkenin savunma kabiliyetlerini yeni bir seviyeye taşıyacak.
Altay’ın ana muharebe tankı olarak etkinlik kazanması ve yerli motor entegrasyonunun başarılması, Türkiye’nin ulusal güvenliği, teknolojik ilerlemesi ve savunma ihracatı potansiyeli açısından büyük önem taşıyor. Bu projenin tamamlanmasıyla birlikte, Türk savunma sanayisi kendi motoruna sahip bir tank üretebilen sayılı ülkeler arasına girecek. Yapılan her açıklama ve duyuru, bu hedefe adım adım yaklaşıldığını gösteriyor.